HÜRSES-İş , ekmek ,özgürlük mücadelesi

 

SENDİKALAR EYLEME HAZIRLANIYOR

Bir haber sitesini hırsız girdi bugün. Şu başlığı tam çalıp çıkıyordu ki elinden düşürdü. Bende yerden kaptığım gibi önce ekmek gibi öpüp başıma koydum;sonra da pis pis sırıtarak bu sayfaya baştacı yaptım gördüğünüz gibi.

Gerçekten bu baştacı gibi başlığa bakınca pis pis sırıtmaktan niçin kendimi alamıyorum ?

Eni konu şebek oynamıyor değil mi bu başlığı oluşturan sözcüklerin arasında.

Bunları yazarken korkmuyor da değilim. Çünkü, ordan gaipten bir sendikal ses

aç sen münasip başka şeylere gül” dese ne derim .

Ama utanmayacağım çok kesin. Çünkü benim tevellüt de eski artık.

Bu yüzden sendikal konulardaki laflara gülüp geçme değil, gülerek düşünme konusunda ilgi, bilgi ve eylemlerde kazanılmış deney sahibiyim. Ve üstelik sendika düşmanı olmadığım gibi, bir avukat sendikası bulsam kapağı atacağımı da biliyorum. Neredeyse ölüp gideceğim ama şöyle ağız tadıyla bir sendika üyesi olmanın tadını bir gün bile yaşamadım.

Bu benim içimde bir ukdedir stajyer avukat olduğum günlerden beri.

Çünkü ilgiyle duruşmalarını kaçırmadığım bir politik davaya abone olmuştum stajyer olduğum günlerde. Bir gün duruşma için beklerken bir Fransız avukatla tanıştırdılar. Adam minicik boyuyla bir kasılıyordu ki o hava Şansölyelerde bile olmaz. Çünkü kendini takdim ederken ,şu canları isteyince eylemi bastıran ve bakanları azarlayan ve üye saysını kimsenin bilmediği ünlü bir fransız sendikasının adını baş köşeye koymuştu. Üstelik Paris ve bölgesi Avukatlar grubunu temsil ediyordu. Biz Çevre Sokakta o zamanki adıyla DGM yargılamaları sırasında, önümüzde arkamızda kim var kim yok  bilmezken, adam arkasını çekmiş fransız sendikalarının örgütlü gücünü kasım kasım kasılıyordu. Aynı dönemde ben de nasıl hevesliyim sendikalist olmaya bir bilseniz ah !Hani renklerine göre ayırırlar ya sarı – siyah- kızıl filan diye ;benim umrumda değil! Bulsam, bir sendikacık hemen diplomamı tahsis edeceğim örgütlü hayata . Yıllar bir su gibi akıp gidiyor ah! Sabahın erken saatlerinde bizim sandikalardan bir haberin başlığını  en başta  görünce bir an sevinç duydum.Bir eylem kararından sevinç duymamak mümkün mü bugünlerde.

Bugün neye karşı eylem kararı almışlar diye haber sitesine gizlice girip o son derece stratejik haberi çaldım getirdim. Buyrun okuyun ! ”Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’na karşı eylem kararı alan DİSK, KESK, TTB ve TMMOB… KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, yaptığı açıklamada, Emek Platformu’nda sağlanan birlikteliği önemsediklerini, ancak gelinen noktada platformun tasarıya karşı aldığı kararı yeterli görmedikleri için, ayrı bir değerlendirme yapma ihtiyacı duyduklarını söyledi. Tombul, bu eylem kararının “Emek Platformu’nun dağılması ya da ayrışma anlamına gelmediğini, gelinen nokta itibariyle DİSK, KESK, TTB ve TMMOB olarak ortak eylem konusunda karar aldıklarını” belirtti.
Tombul, platform bünyesinde yapılacak değerlendirmelere katkı vermeye de devam edeceklerini kaydetti.” *

Bu haberi okuyunca , üye sayıları bakımından  kelli felli tüm işyerleri ve işçi temsilcilerinin de yönetime katılmak hakkının bir yansıması olarak yönetimde yer ve oy sahibi oldukları SSK yerle yebediz olmuş durumdayken ; sendikalarımız ağır bir uykudan uyanıyorlar mı yoksa uyanır gibi mi yapıyorlar  anlayamıyorum.  Yani ,neredeyse sendikalı çalışan sayısı , nüfus sayısına göre geometrik bir karşıtlık içindeyken, derin bir hüzün kaplıyor içimi Türk Sendikacılık haberleri karşısında . Şu “ birliktelik, gelinen nokta ,platform” gibi sözlerin de içimi karartması cabası.

Googel maymuncuğunu kullanarak “ Fransız Sendikaları” diye yazınca bulduğum haberciği bir okuyun allahınızı severseniz.

CGT-FO, CFDT, CFTC, ve CFE-CGC sendikaları Fransa Çalışma Bakanı Xavier Bertrand’a sert bir protesto mesajı ileterek bu konuda bir toplantı düzenlenmesini istediler. Sendikalar plastik endüstrisindeki uyuşmazlık konusunda işçileri uyararak, işverenlere karşı düzenlenecek bütün eylem biçimlerini çok önemli gördüklerini belirttiler. “**

Sendika haberi böyle bir haber olmalıdır. Hem muhatabına hem de hedef kitlesine bir mesajı iletebilmelidir değil mi ?Şimdi birileri bana, “bizden yüz yıl önce başladılar” filan demeye kalkmasın sakın. Bu bir zaman sorunu değil bir kimya sorunu.

Günümüzün Türk Sendika Liderleri, istisnaları tenzih ederek söylüyorum;sendikacı olmanın değil, saltanat sahibi adamın kimyasına sahipler. 300 metre karelik odalarda oturdukça eylem alanları daraldı ve neredeyse sıfırlandı. Kendileri bugünler için hazırlıklı olmadığı gibi bu zor günlere hazırlanmanın önünde bir engeldi pek çoğu.Türk işçi sınıfının acıyla yoğrulmuş birikimlerini hoyratça harcamış bir sendikal gelenek içinde dünden bugüne canla, başla ,yürekle iş ,ekmek, özgürlük mücadelesine omuz veren ve yaşatmaya çalışan sendikalistler biliyorum ki bugün tam anlamıyla yoktan varetme mücadelesi içindeler. Güncelliğini hiç yitirmemis iş , ekmek ,özgürlük mücadelesi bugün tek vücut olmuş çalışanlar ile birlikte tüm ulusu bekliyor. Üreten insanı vakarla temsil edebilen sendikalistlere saygımla.

28.03.2008,Ankara

*NTVCNBC

** ICEM Sitesi

About Av.Nadire Özkaya

avukat - abogada
Bu yazı Yazı içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın